Garson bir ufak getir.
Ama en büyüğünden olsun.
Garson biraz mutluluk getir.
İçinde hüzünlerde bulunsun.
Garson Baksana buraya
Buz bitmiş, ne duruyorsun.
Garson hüznümü koydum masaya.
ben içtikçe o gözümün önünde kaybolsun.
AşKIN Şiirleri
2 Şubat 2012 Perşembe
7 Şubat 2011 Pazartesi
hıçkırık
ve çıplaktı kadın
ellerinde yılların eskittiği hayaller
ve masumdu kadın
göğüsünde yeni bir sevişme izi
zararına yaşamıştı hep hayatı
ne zaman üşüse bir kol kanat geren vardı.
karşılık bekledi kanatlılar, ve soyundu kadın
soyundu zihninin en parlak yıldızları.
düşleri bile çırılçıplak kaldı
bir şehirden kaçtı kadın...
bir şehir bıraktı geçmişinde.
bir yalnızlık yırttı demir pençesiyle.
ve kanadı kadın; yosunlu gecelerde
işte öyle bir kadın tanıdım ben.
kadınlığını geçmişinde bırakmış,
çünkü geçmişi, vahşice tecavüze uğramış.
ellerinde yılların eskittiği hayaller
ve masumdu kadın
göğüsünde yeni bir sevişme izi
zararına yaşamıştı hep hayatı
ne zaman üşüse bir kol kanat geren vardı.
karşılık bekledi kanatlılar, ve soyundu kadın
soyundu zihninin en parlak yıldızları.
düşleri bile çırılçıplak kaldı
bir şehirden kaçtı kadın...
bir şehir bıraktı geçmişinde.
bir yalnızlık yırttı demir pençesiyle.
ve kanadı kadın; yosunlu gecelerde
işte öyle bir kadın tanıdım ben.
kadınlığını geçmişinde bırakmış,
çünkü geçmişi, vahşice tecavüze uğramış.
4 Aralık 2010 Cumartesi
aşk üzerine
biliyorum bir gün uğrayacak kalbime.
bir buse kondurup kaçacak en uzak şehire.
biliyorum istemsizce kovalayacağım onu.
ve biliyorum o da kaçacak benden.
sebepsiz yere üzülecek,
sebepsiz yere sevineceğim.
belki farketmeden aşk için öleceğim.
aciz kalacağım belki de.
belki de çocuksu hayaller kurarak büyüyeceğim.
sonra bir ateşle ısıtacağım kanımı.
ve seveceğim belki de hiç görmediğim bir kadını.
ne ben biliyorum onu; ne de o biliyor benim adımı.
dilimdeki o buruk tat, yoksa aşktan mı?
son heceyi okurken en hüzünlü aşk şiirinde,
bir şairin sevdası dökülecek ağaçlardan,
bir şair...
öylesine hüzünlü, ve tüm satırları aşka dair.
yüzünde yabancı bir el gezen,
nerede hüzünlü bir ayrılık varsa sezen,
gözlerine en karanlık bulutların çöktüğü,
kalbini hiç tanımadığı bir yabancının söktüğü,
ruhunu Tanrıdan çok aşk'a bahşetmiş.
yokluğu varlığından daha çabuk farkedilmiş.
ve kayıpdı şair.
kayıptı şiir.
kayıptı aslında gözlerindeki sihir.
donuk bir tebessüm vardı son resminde,
ve o resimde yanındaki kadın,
şimdi başka ellerde...
şair ağladı, kimseler duymadan.
duyulsa ayıp olurdu;
yakışırmıydı ki şaire!
bir buse kondurup kaçacak en uzak şehire.
biliyorum istemsizce kovalayacağım onu.
ve biliyorum o da kaçacak benden.
sebepsiz yere üzülecek,
sebepsiz yere sevineceğim.
belki farketmeden aşk için öleceğim.
aciz kalacağım belki de.
belki de çocuksu hayaller kurarak büyüyeceğim.
sonra bir ateşle ısıtacağım kanımı.
ve seveceğim belki de hiç görmediğim bir kadını.
ne ben biliyorum onu; ne de o biliyor benim adımı.
dilimdeki o buruk tat, yoksa aşktan mı?
son heceyi okurken en hüzünlü aşk şiirinde,
bir şairin sevdası dökülecek ağaçlardan,
bir şair...
öylesine hüzünlü, ve tüm satırları aşka dair.
yüzünde yabancı bir el gezen,
nerede hüzünlü bir ayrılık varsa sezen,
gözlerine en karanlık bulutların çöktüğü,
kalbini hiç tanımadığı bir yabancının söktüğü,
ruhunu Tanrıdan çok aşk'a bahşetmiş.
yokluğu varlığından daha çabuk farkedilmiş.
ve kayıpdı şair.
kayıptı şiir.
kayıptı aslında gözlerindeki sihir.
donuk bir tebessüm vardı son resminde,
ve o resimde yanındaki kadın,
şimdi başka ellerde...
şair ağladı, kimseler duymadan.
duyulsa ayıp olurdu;
yakışırmıydı ki şaire!
soğuktur aşk
kim demiş aşk yakar canı diye?
ya da hangi şair ateşe benzetmiş?
aşk yakarsa, neden vücutlar sağlam,
peki nedendir hep sevgiliyi bekleyiş.
ya da hangi şair ateşe benzetmiş?
aşk yakarsa, neden vücutlar sağlam,
peki nedendir hep sevgiliyi bekleyiş.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)